Sınıf:
Güneş Sistemi ve Ötesi
1. Uzay Araştırmaları
UZAY ARAŞTIRMALARI
Bu konuda;
«Uzay» nedir?
İnsanoğlu ne zamandır «Uzay» ı araştırıyor?
«Uzay» araştırmalarında kullanılan araçlar nelerdir?
«Uzay» araştırmaları ne kazandırdı? Ne kaybettirdi?
sorularının cevaplarını bulacaksınız…
Uzay araştırmaları
Uzay nedir?
Uzay, Dünya atmosferinin dışındaki gök cisimlerini içine alan sonsuz boşluğa denir.. Uzay’a Dünya’yı da eklersek «Evren» olur.
UZAY ARAŞTIRMALARI
Gök cisimlerinin uzaydaki durumlarını ve hareketlerini inceleyen bilim dalına gök bilimi (astronomi) denir.
Bu alanda çalışan kişilere gök bilimci (astronom) adı verilir.
Gök bilimcilerin çalışma alanları uzaydır.
UZAY araştırmaları
Uzay çok eski zamanlardan beri (belki de ilk insandan beri) insanoğlunun ilgisini çekmiştir. Uzayda yapılan çalışmalarda önemli bir yol kat edilmiştir.
MÖ 2000'li yıllarda Babilliler yıldızların gökyüzündeki diziliş biçimlerini esas alarak gökyüzünü bölümlendirdiler. (Babilliler Merkür ve Venüs'ü de gözlemleyebilmişlerdir.)
MÖ 1400 yıllarında Antik Mısırlılar gök cisimleri yardımıyla önemli günleri belirlediler. (Antik Mısırlılar Merkür, Venüs, Jüpiter ve Satürn'ü gözlemlemişlerdir.)
Eski Yunanlılar tarafından uzay incelemeleri bir bilim hâline dönüştürüldü. (Bugünkü haritalara en yakın haritaları Eski Yunanlılar çizmişlerdir.)
Orta Çağda Türk - İslam bilginleri (Battani, Biruni, Farabi, Ali Kuşçu) tarafından daha da geliştirilen gök bilimi sayesinde modern gök biliminin temellerini attılar.
1609 yılında Galileo'nun kendi yaptığı teleskopla bazı gök cisimleri incelendi.
Teleskobun icadıyla uzay bilimi ve araştırmalarının gelişimi hızlanmaya başlamıştır. (Hubble uzay teleskobu, aynalı teleskop, mercekli teleskop, radyo teleskop geliştirilen teleskoplara örnektir.)
1959 yılında uzaya ilk insansız uzay aracı gönderildi. (Bu uzay aracı ile Ay'ın görünmeyen kısmının fotoğrafları çekilmiştir.)
1964 yılında Ay yüzeyine insansız uzay aracı gönderildi.
20 Temmuz 1969 yılında Neil Armstrong ve iki astronot, Ay'a ayak bastı.
Uzay teknolojileri
Uzay teknolojisi, çeşitli araçlarla uzaya çıkılmasını sağlayan, uzayda yapılan araştırma sonuçlarını veya farklı uydu ve gezegenlerden elde edilen örnek maddeleri Dünya’ya ulaştıran teknolojidir.
Uzaya gönderilen araçlara ise uzay araçları denir.
Uzay teknolojileri
Uzay teknolojisi sayesinde gezegenlerin çok önemli görüntülerini çeken uzay sondası, haberleşme amaçlı kullanılan yapay uydular ve uzayda araştırma yapmak için uzay istasyonları yapılmıştır. Ayrıca uzay seyahatleri ve uyduları yörüngelere oturtmak için uzay mekikleri ve uzayda giyinmek için özel tasarlanmış giysiler de yapılmıştır.
Uzay teknolojileri
Uzay çalışmaları sonucunda teknolojide yeni buluşlar yapılmıştır. Diş teli, alüminyum folyo, streç film, dijital saatler, MR cihazları, kızılötesi ateşölçerler ve teflon gibi günlük yaşantımızda kullandığımız birçok ürün uzay teknolojileri ürünüdür.
UZAY TEKNOLOJİLERİ - ürünler
Çizilmeye dayanıklı lensler/camlar
Ayakkabı astarları
Görünmez diş telleri
Kablosuz aletler
Musluk suyu filtreleri
Uydu navigasyonu
Hafızalı köpük
Duman dedektörleri
Emniyet kanalları
MRI cihazları
Kalp Kaslarını Koşullandırma Makinesi
Kızılötesi Termometre
Yapay Kalp Pompası
İşitme Cihazları
Bulut Teknolojisi ve GPS
Oksijen Maskeleri
Şarjlı El Süpürgeleri
Joystick
Mikrodalga Fırın
Protezler
Toz Gıdalar
Televizyon ve Cep Telefonu
Güneş Enerjisi Panelleri
Teflon
Alüminyum Folyo
Streç Film
Dijital Saatler
Buzlanma önleme teknolojisi
LED teknolojisi
Kurşun geçirmez yelekler
Alev almayan kıyafetler
Tükenmez kalem
Dondurulmuş besinler
Uzay teknolojileri - Roketler
Roketler, geceleri havaya fırlatılan havai fişeklerden esinlenilerek 20. yüzyılın ikinci yarısında üretilmiştir.
Gök biliminde yeni bir çığır açan roketler, bir uzay aracını atmosferin dışına taşımak için kullanılmaktadır.
İlk olarak Sovyetler Birliği tarafından uzaya gönderilmiştir.
Yüksek hıza sahip olan roketler, askerî amaçla da kullanılmaktadır.
Uzay araştırmaları için üretilen bu teknolojiler savunma sanayisine de katkı sağlamıştır.
Uzay teknolojileri – UZAY MEKİKLERİ
Uzay mekikleri roketler gibi hızla yükselebilen, uçaklar gibi manevralar yapabilen ve tekrar yere inebilen uzay araçlarıdır.
Gök biliminin yeniden kullanılabilen ilk araçlarıdır.
NASA tarafından üretilen Challenger (Çelincır) adlı uzay mekiği ile uzaya insan çıkarılmış ve ilk uzay yürüyüşü gerçekleştirilmiştir.
Challenger, 10. uçuşunda kalkışından 73 saniye sonra infilak etmiştir. Bu uçuştan önce 9 başarılı görevi yerine getirmiştir.
Uzay teknolojileri – UZAY SONDALARI
Uzay sondaları, bir gezegeni veya bir gök cismini incelemek için gönderilen araçlardır. Bu araçların gönderildiği gök cisminin yakınında uçma, yörüngesinde dolaşma veya üzerine inme gibi görevleri vardır.
Ay ve pek çok gezegen hakkında bilinmeyenleri açığa çıkaran uzay sondaları, gök bilimine önemli katkılar sağlamıştır.
Uzay teknolojileri – UZAY İSTASYONLARI
Uzay istasyonları, insanların uzayda çalışmasını ve ihtiyaçlarını gidermesini sağlayan dev yapay uydulardır.
Son teknolojiyle geliştirilmiş olan bu istasyonlar, astronotların hem yaşayabilecekleri hem de deneyler yapabilecekleri bir ortam olarak hazırlanmıştır.
1998 yılında 16 ülke tarafından inşa edilen “Uluslararası Uzay İstasyonu” görevine devam etmektedir.
Uzay istasyonları sayesinde uzay araştırmaları daha kolay yapılabilmektedir.
Uzay teknolojileri – YAPAY UYDULAR
Yapay uydu; uzaya gönderilen, Dünya’nın veya başka bir gezegenin yörüngesine yerleştirilen uzay aracıdır. İletişim, haberleşme, hava durumu tahmini, televizyon yayını, GPS (Küresel Konumlama Sistemi) gibi pek çok alanda hizmet vermektedir.
Uzay teknolojileri – YAPAY UYDULAR
Televizyon, radyo, telefon gibi iletişim araçlarını kullanmak için haberleşme uyduları, meteorolojik olayları gözlemlemek için meteoroloji uyduları, uzaydaki gök cisimlerini incelemek için astronomi uyduları ve askeri operasyonlarda istihbarat toplamak için casus uydular veya keşif uyduları kullanılır.
BİLGİ!!!
Uzay teknolojileri – TÜRKİYE’NİN UYDULARI (AKTİFLİK DURUMUNA GÖRE)
Uzay teknolojileri – TÜRKİYE’NİN UYDULARI (KULLANIM AMACINA GÖRE)
UZAY KİRLİLİĞİ – UZAY ENKAZI
Uzay enkazı, insanlar tarafından yaratılan ancak artık herhangi bir yararlı amaca hizmet etmeyen Dünya'nın çevresindeki yörüngede bulunan nesneler topluluğudur (roketlerin itiş takımları, modüller, eskimiş ve artık kullanılmayan uyduların yanında; astronot eldivenleri, konserve kutuları, küçük metal parçaları vb…).
Bu enkazın oluşturmuş olduğu kirliliğe uzay kirliliği adı verilir.
İlk uzay enkazı Sputnik I'dir.
UZAY KİRLİLİĞİ – UZAY ENKAZI
UZAY KİRLİLİĞİ – UZAY ENKAZI
UZAY KİRLİLİĞİ – YERE DÜŞEN ENKAZLAR
UZAY KİRLİLİĞİ – YERE DÜŞEN ENKAZLAR
UZAY KİRLİLİĞİ - SEBEPLERİ
Uzay kirliliği – SONUÇLARI
Uzaydaki atıkların birbiriyle ve meteorlarla çarpışması sonucu hâlâ görevini yapan insanlı ve insansız uzay araçları zarar görebilir.
Dünya üzerinde bir denge olduğu gibi uzayda da bir denge vardır. Uzaydaki atıklar Dünya’ya çarparak (düşerek) bu dengeyi bozabilir ve geri dönüşü olmayan zararlar verebilir.
Uzay kirliliğine neden olan araçlar Dünya’nın yörüngesinde çok hızlı ve başıboş dolaştığı için uzay araştırmaları zorlaşır.
Astronotlara çarparak ölümlerine neden olabilir.
Uzay kirliliği – SONUÇLARI
1 SANTİMETREDEN KÜÇÜK
Yüzeylerde ufak hasarlara neden olan çok küçük parçacıklar (Yaklaşık 130 milyon parçacık)
1 İLA 10 SANTİMETRE
Uyduların yüzeyini delebilen parçacıklar (Bir milyona yakın parçacık)
10 SANTİMETREDEN BÜYÜK
Tamir edilemeyecek hasarlara neden olan, tasniflenmiş cisimler (35 bin civarı)
UZAY KİRLİLİĞİ – ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
TELESKOP
Uzay araştırmalarında gök cisimlerin konumunu, yapısını, hareketlerini incelemek için kullanılan teknolojik araçlardan biri de teleskoplardır.
Farklı teleskop türleri vardır.
Teleskop türleri
TELESKOP TÜRLERİ
Optik teleskoplar
TELESKOP
RASATHANE (GÖZLEMEVİ)
Astronomların (gök bilimcilerin) gökyüzü ile ilgili araştırma ve çalışmalarını yürüttükleri yapılara rasathane (gözlemevi) adı verilir.
Gözlemevleri, içinde teleskopların, atölyelerin ve çalışma odalarının bulunduğu büyük binalardan oluşur.
IŞIK KİRLİLİĞİ
Yerleşim yerlerinin gelişigüzel aydınlatılması gökyüzü gözlemlerini olumsuz etkiler. Bugün birçok kentte geceleri gökyüzündeki yıldızlar gözlenememektedir. Kirlilik denince akla daha çok su, hava ve toprak kirliliği gelir. Oysa çok önemli bir başka çevre sorunu da “ışık kirliliği”dir.
Işık kirliliği ışık kaynaklarının gereğinden fazla ve yanlış biçimde kullanılmasından kaynaklanır. Gök bilimciler ışık kirliliğinden etkilenmemek için gökyüzü gözlemlerini kentlerden uzak bölgelerde gerçekleştirir.
GÖZLEMEVİ KURULACAK YER NASIL OLMALI?
* Açık gece sayısının çok olması (en az bulutlu)
* Temiz bir atmosfere sahip olması
* Hava ve ışık kirliliğinin en az seviyede olması
* Deprem kuşaklarından uzak olması
* TV ve radyo yayınlarından uzak olması
* Ulaşımın kesintisiz sağlanabileceği bir yer olması
* İhtiyaçların karşılanabilmesi için yerleşim merkezlerine uzak olmayan bir yer olması
Gök Bilimine Katkıda Bulunan Bilim İnsanları
HAREZMİ (HARİZMİ) (780-850)
Cebir bilimiyle ilgilenen ilk Türk bilim insanı olarak bilinir. Çocukluğunda eğitim almak için dönemin önemli bilim merkezi olan Bağdat’a gitmiş ve Bağdat’ta kendisine kütüphane idaresi verilince astronomi ve matematik dalında incelemeler yapmıştır.
Güneş'in, Ay'ın ve o dönemde bilinen beş gezegenin hareketlerini gösteren tablolar hazırlamıştır.
Abbas İbn Firnas (810-887)
Astronomiyle ilgili tablolar hazırladı. Bilimsel çalışmaları nedeniyle NASA Ay'ın bir bölgesine Abbas ibn Firnas adını verdi.
BİRUNİ (973-1048)
Dünya’nın döndüğünü belirten ilk bilim insanıdır.
Japonya ve Amerika’nın varlığından ilk bahseden bilim insanıdır.
Güneş ve gezegenlerin hareket yönleri ve meyillerini (eksen eğikliklerini) tespit etmiştir.
ÖMER HAYYAM (1048-1131)
Dünyanın ilk rasathanesini kuran, Celali Takvimini hazırlayan İranlı bilim insanıdır.
Celâlî Takvimi'nde 1 yıl, 365 gün 6 saat olarak kabul edilmiştir. Matematiksel kurallar yerine astronomik hesaplar kullanıldığı için bu takvim, ilkbahar ekinoksu başlangıcı tayininde Gregoryen takviminden daha doğrudur.[
Cacabey (1240-1301)
Selçuklu döneminde yaşamış bir devlet adamıdır.
Kırşehir’de kurdurmuş olduğu Cacabey Medresesi Dünya'nın ilk Gök bilimi okuludur.
ULUĞ BEY (1393-1449)
Semerkant'ta bir medrese ve bir de rasathane yaptırmıştır.
Astronomi ve matematikle ilgilenmiştir.
İlmin hâkim olduğu bir ülkede, ilimle uğraşan bir kişi olmayı, hükümdarlığa tercih ederim. Sözü bilime verdiği önemi göstermektedir.
Uluğ Bey, bir yılın uzunluğunu 365 gün 6 saat 10 dakika 8 saniye olarak belirlemiştir. Modern ölçümlere göre de 365 gün 6 saat 9 dakika 9.6 saniyedir; aradaki fark 1 dakikadan azdır.
Uluğ Bey; Âli Kuşçu ve öteki astronomların işbirliğiyle¸ yıldızların gökyüzündeki konumlarını ve hareketlerini bildiren katalog/cetvel mahiyetindeki Zic-i Gürganî’yi (Zic-i Uluğ Bey) tam 12 yılda hazırladı.
Zic-i Uluğ Bey, Avrupa’da 16. yüzyıl sonunda Tycho Brahe cetvelleri yazılıncaya kadar bir buçuk asır geçerliliğini korumuştur.
Eserde, gökyüzünün güneyinde kalan 48 takımyıldız konu edilmiş ve bunların içinde yer alan 1018 yıldızın koordinatları en doğru biçimde tespit edilmiştir. Eserin en önemli özelliği, sabit yıldızlar hakkında yeni gözlem kayıtları içermesidir.
ALİ KUŞÇU (1403-1474)
Uluğ Bey’in öğrencisidir.
Uluğ Bey’e Ay’ın haritasının çıkarılması konusunda yardımcı olmuştur.
Gezegenlerin konumları ve dizilimleri, yerin biçimi ve iklimler, Ay’ın ve Güneş’in çapının hesaplanması konuları üzerinde durmuştur.
Fatih Külliyesi’nde bir güneş saati yapmıştır.
Ayrıca Merkür gezegeninin hareketleri, Ay’ın hareketleri konularında da önemli eserleri vardır.
Astronomi alanında önemli çalışmalara imza atan Ali Kuşçu'nun adı, Ay yüzeyinde bir bölgeye de verilmiştir.
Nicolaus Copernicus (1473-1543)
Gezegenleri taşıyan göksel küreler dünyanın değil, güneşin çevresinde dönmektedir,
Dünya merkezde sabit değil, kendi ekseni çevresinde günlük, güneşin çevresinde yıllık dönüşler içindedir.
Görüşlerini ileri sürmüştür.
TAKİYYÜDDİN (1521-1585)
Takiyüddin, İstanbul Rasathanesini kurmuştur. Bu rasathane Osmanlılardaki ilk rasathanedir.
Takiyüddin zamanı ölçmede büyük başarı gösteren, rasat aletlerine saniye derecelendirmesi koyan ilk bilim insanıdır.
Galileo Galilei (1564-1642)
Teleskobu geliştirerek gök biliminde kullanılabilir hale getirmiştir.
Ay'ı, Güneş'i, Satürn'ü ve Jüpiteri incelemiştir.
Ay yüzeyinin pürüzsüz olmadığını görmüş ve Ay’ın bir haritasını çıkarmıştır.
Venüs’ün de evrelerinin olduğunu gözlemlemiştir.
Güneş yüzeyinde hareket eden lekeleri gözlemlemiştir.
Jüpiter’in uydularından dört tanesini keşfetmiştir.
Johannes Kepler (1571-1630)
Gezegenlerin Güneş'e olan uzaklıkları hesaplamıştır.
Isaac Newton (1643-1727)
Aynalı teleskopu geliştirmiştir.
Kepler yasalarının doğruluğu durumunda Güneş ve gezegenler arasında bir çekim kuvveti olması gerektiğini savundu.
Georges Lemaitre (1894 - 1966)
Büyük patlama teorisini ilk ortaya atan bilim insanıdır.
Evrenin bir zamanlar atomun içinde sıkışmış olduğunu ve atomun patlamasıyla evrenin oluştuğunu öne sürmüştür.
Jan Hendrik Oort (1900 - 1992)
Samanyolu Galaksisi üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan bilim insanı.
Galaksinin dönme hareketini açıklamış, sarmal yapıda olduğunu keşfetmiştir.
Stephen Hawking (1942-2018)
Evrenin var oluşu, ve kara deliklerle ilgili çeşitli görüşler ileri sürmüştür.