Sınıf:
7.Sınıf Fen Bilimleri Dersi, Güneş Sistemi ve Ötesi ünitesi, Güneş Sistemi Ötesi Gök Cisimleri konusu ile ilgili interaktif sunum/slayt/sorular.
Güneş Sistemi ve Ötesi
2. Güneş Sistemi Ötesi Gök Cisimleri
Neler Öğreneceğiz?
Bulutsu kavramını ve örneklerini,
Kara delik kavramını,
Yıldız kavramını,
Galaksilerin yapısını,
Evren kavramını öğreneceğiz.
Gök cismi Nedir?
Uzayda galaksiler, yıldızlar, gezegenler, asteroitler ve gök taşları bulunur.
Bunların her birine gök cismi adı verilir.
YILDIZLAR NASIL DOĞAR?
Gök cisimlerinden biri olan yıldız denilince aklımıza ilk gelen Türk Bayrağı’ndaki yıldız şeklidir. Oysa yıldızlar bilinenin aksine küresel bir şekle sahiptirler.
Yıldızlar; ısı ve ışık kaynağı olan, yanıp sönen, titreşen ışık noktaları gibi gözüken sıcak gaz kütleleridir.
Bir yıldızın doğumu bulutsu içerisinde gerçekleşir.
Bulutsu (NEBULA) NEDİR?
Yıldızlar arası boşluklarda bulunan hidrojen gazı, toz ve diğer materyallerden oluşan, görüntüsü buluta benzeyen, kendi ekseni etrafında dönen yıldızların oluşum bölgelerine bulutsu (nebula) denir.
Evrendeki tüm yıldızların doğum yeri ve diğer pek çok gökcisminin de hammaddesi olan bulutsular (nebula) yıldızlararası gaz, toz, hidrojen, helyum, bazı iyonize gazlar ve moleküllerden oluşurlar.
Bulutsulardaki gaz, toz ve diğer materyaller kendi kütlelerinin kütle çekim kuvvetinin etkisiyle yoğunlaşarak kümeleşir. Bu kümeleşme süreci belli bölgelerde yoğunlaşarak yıldızların oluşmasını sağlar.
BULUTSU (NEBULA) TÜRLERİ NELERDİR?
Gezegenimsi Bulutsular
Ölen yıldızların arkalarında bıraktıkları gaz ve toz bulutları gezegenimsi bulutsuları (örneğin Sarmal, Halka, Kedi Gözü, Eskimo bulutsuları) oluşturur.
SÜPERNOVA KALINTISI BULUTSULAR
Büyük kütleli yıldızların ömürlerinin sonunda gerçekleşen çok şiddetli süpernova patlamaları sonucunda yıldızın çekirdeği bir nötron yıldızına ya da bir karadeliğe dönüşür. Geriye kalan madde de hızla genişleyerek süpernova kalıntısı bulutsuları (örneğin Yengeç Bulutsusu) oluşturur.
SÜPERNOVA KALINTISI BULUTSULAR
PARLAK (YANSIMA) BULUTSULAR
Parlak (yansıma) bulutsular (örneğin İris, Orion, Kartal, Kuğu bulutsuları) içlerindeki yeni oluşmuş yıldızlardan dolayı çok parlak görünür.
KARANLIK BULUTSULAR
Karanlık bulutsular (örneğin At Başı Bulutsusu) oldukça yoğun olduklarından çok daha az ışık yayarlar ve çevrelerindeki bulutsulara göre daha koyu görünürler.
SALMA (DAĞINIK) BULUTSULAR
Salma (dağınık) bulutsular (örneğin Istakoz, Kedi Patisi, Rozet bulutsuları) çok sıcak, iyonize olmuş gaz bulutlarıdır ve çoğunlukla kırmızı tonlarında görünürler.
BİLGİ!!!
Orion bulutsusu Dünya’ya en yakın bulutsudur ve 1270 ışık yılı uzaklıktadır…
YILDIZLAR NASIL OLUŞUR?
Yıldızların doğum yerleri bahsetmiş olduğumuz bulutsu (nebula) denen gaz ve toz bulutlarıdır.
Yıldızlar da;
YILDIZLAR NASIL OLUŞUR?
Bir yıldızın oluşumu bulutsu içindeki patlamalarla başlar.
Bulutsu, bu patlamalar sonucunda çöker.
Çöken bölge ısınır ve daha küçük parçalara bölünür.
Her bir bulutsu parçası bir ön yıldızı ve sonrasında da yıldızı oluşturur.
YILDIZLAR NASIL OLUŞUR? 1.YOL
YILDIZLAR NASIL OLUŞUR? 2.YOL
Yıldızların ömrü kütleleri ile ters orantılıdır.
Yani büyük kütleli yıldızlar daha az, küçük kütleli yıldızlar daha uzun süre yaşar.
Enerjisi iyice azalan yıldız, bir süre sonra aniden çöker ve yıldızın dış katmanlarındaki maddeler uzaya savrulur. Böylece yıldız ölür.
Yıldızların enerjileri tükenmeden önce, merkezindeki basınç ve sıcaklık arttığı için yıldız şişmeye başlar.
Yıldızın dış katmanları uzaya doğru itilir ve çapı öncekine göre artar.
YILDIZLARIN BÜYÜKLÜKLERİ
Yıldızların Sıcaklıkları
YILDIZLARIN ÖZELLİKLERİ
IŞIK YILI
Işığın uzay boşluğunda 1 yılda aldığı yoldur.
Uzayda yıldızlar, gökadalar, bulutsular arası mesafeleri ölçmek için kullanılan UZUNLUK ÖLÇÜSÜDÜR.
TAKIMYILDIZLAR
Gökyüzüne bakıldığında sergiledikleri görünüm sebebiyle bir arada bulunan yıldız grupları takımyıldızı olarak adlandırılır.
Takım yıldızlarına bakıldığında görüntüleri bazı hayvan ve nesnelere benzetilmiştir. Bu benzetmelere göre Büyükayı, Küçükayı, Yılan, Boğa, Kartal, Kuzey Tacı, Başak, Büyük Köpek ve Orion (Avcı) gibi isimler verilmiştir.
Takımyıldızlar, gökyüzü gözlemini ve eski dönemlerdeki insanların bazı işlerini kolaylaştırdı.
Yıldızları akılda tutmayı ve gökyüzünde bulmayı kolaylaştırdı.
Eski denizciler yollarını yıldızların konumlarını kullanarak buluyordu.
Çiftçiler bazı yıldızların doğuş zamanlarına bakarak ekinlerin ne zaman ekileceğine ve ne zaman hasat yapılacağına karar veriyordu.
Burçların isimleri de birer takımyıldız ismidir.
TAKIMYILDIZLAR
Günümüzde bilim insanları tarafından belirlenmiş yaklaşık 88 takımyıldız vardır.
Takımyıldızları oluşturan yıldızlar farklı büyüklük, sıcaklık ve özelliktedir.
Aynı takımyıldızındaki yıldızlar birlikte gibi görünse de aralarındaki mesafeler çok uzak olabilir, farklı bölgelerde yer alabilirler.
GÖK ADALAR (GALAKSİLER)
Uzaydaki gök cisimlerinden biri de gök ada ya da galaksi olarak adlandırılan gök cisimleridir.
Yıldızlar, gezegenler, uydular, bulutsular, karadelikler, pulsarlar ve aralarında gaz ve toz bulutundan oluşan büyük sistemlere Galaksi denir.
Güneş sistemi, Samanyolu Galaksisi’nde yer alır.
İnsanlar yüzyıllar boyunca Samanyolu Galaksisi’nin tüm evren olduğunu düşünmüştür.
Gök bilimci Edwin Hubble (Edvın Habıl) Samanyolu Galaksisi’nin evrendeki tek galaksi olmadığını aralarında uçsuz bucaksız boşluklar bulunan çok sayıda başka galaksilerin olduğunu ortaya koymuştur.
Gök adalar, 300 bin ile 3 trilyon arasında değişen sayıda yıldız içermektedir. Gök adalar evrenin yapı taşları olarak da kabul edilmektedir.
Dünya; Samanyolu Galaksisi à Avcı Kolu à Güneş Sistemi içinde bulunur. Samanyolu Galaksisi’nin merkezine yaklaşık 26.000 ışık yılı uzaklıktadır.
Uzayda çok sayıda galaksi bulunmaktadır.
Galaksiler biçimlerine/şekillerine göre; eliptik (oval), sarmal ve düzensiz galaksiler olmak üzere üç çeşittir.
SARMAL Galaksiler
Sarmal galaksilerin merkezinden çevreye doğru dağılan sarmal kollar bulunmaktadır. Bu kolların merkezden uzak olan kısmında az sayıda ve sönük yıldızlar bulunur.
Merkeze doğru gidildikçe yıldız sayısı ve yoğunluğu artmaktadır. Bu nedenle sarmal galaksilerin merkezi parlak ve yoğun bir disk şeklinde görülür.
Samanyolu ve Andromeda galaksileri sarmal yapıdadır.
Eliptik (Oval) Galaksiler
Eliptik galaksilerin sarmal kolları, gazları, tozları ve genç yıldızları yoktur. Bu galaksilerin yoğunlukları sarmallardaki gibi merkeze doğru gidildikçe artar.
Bu gök adalarda yaşlı ve kırmızı yıldızlar vardır. Bu nedenle sarı-kırmızı tonlarda görünürler.
Yıldız oluşturan gaz ve toz bulutlarından büyük ölçüde yoksun oldukları için, içinde çok az yıldız oluşumu meydana gelir.
Messier 32, Messier 105 ve Messier 60 gök adaları eliptik yapıdadır.
DÜZENSİZ GALAKSİLER
Belirgin şekli olmayan gök adalardır. Yıldızlardan oluşan bulutlara benzer.
Bu galaksilerin başlangıçta belli bir şeklinin olduğu, sonradan düzensiz hâle geldikleri düşünülmektedir.
Toplam gökada nüfusunun çeyreğini oluşturduklarına inanılır. Ayrıca, çoğu düzensiz gökadanın geçmişte birer sarmal veya eliptik gökada olduğu fakat sonraları yerçekimsel güce mağruz kalıp düzensizleştikleri de düşünülmektedir.
UZAY ve EVREN
Evrenin, Dünya dışında kalan kısmı uzay olarak tanımlanır.
Uzay ile Dünya, Ay, Güneş, gezegenler, yıldızlar ve diğer gök cisimleri ise evreni oluşturur.
Yani evren, görebildiğimiz ve görebildiğimizin dışındaki boşluklarla birlikte gök cisimlerinin tümüdür. Kısaca; UZAY+DÜNYA = EVREN
EVRENİN OLUŞUMU
Evrenin oluşumuyla ilgili genel olarak iki görüş vardır.
1. Newton'un Hareketsiz ve Başlangıcı olmayan evren görüşü:
Newton'a göre evren sabittir. Önceden de bu şekildeydi sonsuza kadar da bu şekilde kalacaktır.
2. Evrenin bir başlangıcının olduğu görüş (Big Bang/Büyük Patlama Görüşü):
Evren 13,8 milyar yıl önce evren büyük patlama (Big Bang) ile meydana gelmiştir. Büyük patlama görüşü Georges Lemaitre (Jorc Lömetr) tarafından 1927 yılında ortaya atılmıştır. 1929 yılında Edwin Hubble’ın galaksilerin bir birinden uzaklaştığını bulması bu görüşü desteklemektedir.
Yapılan araştırmalarda da evrenin sürekli genişlediği görülmektedir. Bu olayı, bir balonun şişirilmeden önce üzerine noktalar konulup, şişirildikten sonra o noktaların birbirinden uzaklaşmasına benzetebiliriz. Araştırmalarda da gök cisimlerinin arasındaki mesafenin sürekli arttığı gözlemlenmiştir. Bu gözlem, Big Bang Teorisi için çok önemli bir kanıttır. Yine yapılan araştırmalarda, uzaya fırlatılan uydular aracılığıyla rastlanılan kozmik ışınların ve radyasyonun da bu teoriyi kesinleştirdiği kanıtlanmıştır.