3.09. Beden Dili ve Ses Kullanımı

-A A +A

3.9. Beden Dili ve Ses Kullanımı

3.9.1. Beden Dili

Nasıl görünseniz ve davransanız da, dinleyicilerinize hislerinizle ilgili birtakım işaretler vereceksiniz. İletmemeniz mümkün değildir. Belli bazı tavırlarınız ya da sinirli hareketlerinizin farkına varırsanız eğer, bunları düzeltip, güvenli ama kendinin farkında olmayan bir imaj bırakabilirsiniz.

Konuşma esnasında vücudumuz, kimi zaman kontrollü kimi zaman da kontrolsüz, istem dışı hareketler yapmaktadır. Tamamen ruhsal durumumuzun aynası olan bu hareketler kontrol altına alınabildiği oranda, konuşmaya renk katarlar; aksi halde zamanla istem dışı hareketlerimiz, bizi kontrol altına alır ve bir süre sonra da tamamen kontrolümüzden çıkarlar. Böyle bir durumda konuşma, konuşan için de dinleyen için de eziyet halini alır. Eğer iç paniğiniz salladığınız ayaklarınızda ya da titreyen parmaklarınızda ortaya çıkarsa, dinleyicileriniz kendilerini rahatsız hissedeceklerdir. Çünkü sizin rahat ve kontrolde olmanızı ister ve beklerler. Ayrıca size, fikirlerinize, ürününüze ya da hizmetinize güvenlerini yitirir.

Beden dilimizi kontrollü ve bilinçli olarak kullandığımızda kendimizi anlatma ve karşımızdakileri anlama konusunda bir avantaj elde etmiş oluruz. Bu sessiz dil yardımıyla vermek istediğimiz mesajlar daha net bir şekilde aktarılacağından, dinleyenlerin de bizi anlamaları o derece kolaylaşacaktır. İletişim sözlü ve sözsüz iletişim olmak üzere iki kanal üzerinden yapılabilmektedir. Beden dili sözsüz iletişim kapsamına girmektedir ve kendi içinde üç bölüme ayrılmaktadır:

  • Sessiz olan: Sadece görsel beden dilini kapsar.
  • Sesli olan: Dil ile yakından ilgili olguları kapsar. (örneğin vurgu ve konuşma araları) ve bağımsız ifadelerden oluşur (örneğin gülmek veya iç çekmek)
  • Kişilerin görüntülerini tamamlayan şeyler de sözsüz iletişime dahil edilebilir. (örneğin kıyafet, ev, çalışma masası vb.)

Sözsüz mesajlar jestler, göz ve baş hareketleri, beden duruşu, yüz ifadeleri, mesafe, temas gibi beden dili ögeleriyle ifade edilir. Bu mesajlar, düşmanlık, sıkıntı, güven, saldırganlık, hoşlanma ve benzeri gerçek duygu ve tavırları yansıtmak konusunda, söylenen kelimelerden çok daha önemli rol oynarlar. Söze dökülmeyen bu mesajlar, özellikle diğer insanlar üzerinde yaratılan ilk izlenim sırasında son derece önemlidir.

3.9.1.1. Jest ve Mimikler

Yüz kaslarının kullanımı mimikleri, başımız dışında bedenimizin hareketleri de jestleri meydana getirmektedir.

İnsanlar arası iletişimde kullandığımız sözcükler ve ses tonumuz kadar bedenimizin dili de izlenim bırakmaktadır. Öyle ki kimi zaman söylemek istemediğimiz duygu ve düşüncelerimiz beden dili yoluyla dışa vurulur. O halde sözsüz iletişim kanalını mümkün olduğu ölçüde doğru kullanmak, kendimizi doğru ifade etme bakımından son derece önemlidir.

İletişimde olumlu izlenim bırakabilecek etkili beden dili özelliklerini kısaca maddeleyecek olursak;

  • Göz teması: İnsanların yüzüne bakanlar, bakmayanlardan daha çok hoşa gider.İnsanlarla onları rahatsız etmeyecek ölçüde, ancak mümkün olduğu kadar çok göz teması kurun.
  • Yüz ifadesi: Canlı olun. Mümkün olduğu kadar sıcak ve dostça tebessüm edinve gülün. Yüzünüz, çevrenize olan ilginizi yansıtsın. Donuk ve ifadesiz görünmekten kaçının.
  • Baş hareketleri: Karşınızdaki konuşurken, sık sık başınızı hafifçe aşağı yukarı hareket ettirerek onu dinlediğinizi ve anladığınızı hissettirin. Söylenenleri kabul edip etmemeniz önemli değildir, sizinle konuşana “anlaşıldım” duygusu yaşatın. Başınızı hafif dik tutun.
  • Jestler: Çok aşırıya kaçmadan jestlerinizi kullanın. Ellerinizi, cebinizdetutmaktan ve kollarınızı kavuşturmaktan, ellerinizle ağzınızı örtmekten kaçının. Açık ve anlaşılır jestleri tercih edin.
  • Beden duruşu ( Postür ) : Ayaktaysanız dik durun. Oturuyorsanız sandalye vekoltuğunuzu tam olarak doldurun ve arkanıza yaslanın. Birisiyle konuşurken ve birisi doğrudan sizinle konuşurken öne eğilin ve ilginizi gösterin.
  • Yakınlık: İnsanlara daima onları rahatsız etmeyecek, mümkün olan en yakın mesafede durmaya gayret edin.
  • Yönetiliş: Daima konuştuğunuz veya sizinle konuşan insana dönük durun.İkiden fazla insanla bir gurup oluşturuyorsanız, sizin için önemli olanların dışındakilere merkezinizi kapatmayın. Mümkün olduğu kadar çok kişiye merkezinizi açık tutun.
  • El teması: İnsanları tedirgin etmeden, mümkün olan her durumda el temasıkullanın. Özellikle sizden gençlere, aynı cinsiyetten olanlarla, sizden daha alt statüde olanları el teması kurmak için her fırsatı değerlendirin.
  • Dış görünüş: Toplumsal rol ve konumunuza uygun giyinin. Giyiminizemümkün olduğunca renk katın. Kadınlar erkeklerden daha çok renk kullanabilir. Saç ve el bakımınıza özen gösterin. Kendinize gösterdiğiniz özen kendinize verdiğiniz değerin göstergesidir. Günlük tıraşını olmamış bir erkek, bıraktığı olumsuz izlenimle ilgili başka bir neden aramamalıdır.
  • Konuşmanın sözel özellikleri: Çok fazla ve çok hızlı konuşmaktan kaçının. Bir topluluk içinde dinlendiğinize yaklaşık olarak eşit miktarda konuşmaya gayret edin. Sesinizin yüksekliğini ve tonunu, bulunduğunuz ortama göre ayarlayın.

3.9.1.2. Kürsüde Nasıl Hareket Edilmeli

Sunuşunuza ya da toplantıya başkanlık eden şahıs sizi takdim ettikten sonra, artık bir mağazanın vitrininde teşhir edilen bir mal durumunda olduğunuzu unutmayın. O andan itibaren, birkaç saniye içindeki görünüşünüz ve hareketleriniz, dinleyicilerinizin gözünde size yardım ettiği gibi zarar da verebilir.

Daha kürsüye ulaşmadan, konuşmacı kürsüye nasıl yaklaşacağını düşünmeli, başkanın takdiminden sonra salondaki bütün gözlerin kendisi üzerinde toplanacağını bilmelidir.

Kürsüye veya sınıfın önüne doğru yürürken, ne söyleyeceğinizi bildiğinizden, kendinize güven beslediğinizi ifade etmek istercesine, kendinizden emin, canlı adımlarla yürüyün. Omuzlarınız düşük, başınız öne eğik olmasın; başınız yukarıda, omuzlarınız dik olsun. Bu hal size güvenlik verir. Kendinize olan güveniniz de, dinleyicilerin sizi sempati duyarak dinlemelerinde görülecektir.

3.9.1.3. İyi Bir Duruş Için Bazı Tavsiyeler

Ellerinizi serbestçe iki yanınıza sarkıtmak iyi bir durumdur. İyi bir kol durumu bulmak için, kollarınızı omuzlarınız hizasına kadar kaldırın, rahatlayın ve bırakın kollarınız kendiliklerinden aşağı düşsün. Önünüzde kürsü bulunduğu takdirde, bir kolla, dirsek hizasından itibaren rahatça kürsüye dayanmak, diğerini serbestçe sarkıtmak veya kalçaya koymak iyi bir duruştur.

Diğer iyi bir duruş vaziyeti de, her iki kolun dirseklerden bel hizasına kadar getirilmesidir. Bu durumda avuç içi ve parmaklar kısmen uzatılmış vaziyettedir. Bu durumda kollar, takriben vücudun orta yerinde vücutla birleştirilir.

  • Sakin ve rahat durun. Bütün bu duruşlarıdikkatle kontrol ettikten sonra, yeniduruş, yeni ve garip görünmeyene kadar sakin durunuz. Sevdiğiniz bir duruşu bulduğunuz zaman, bu duruş ile ilgili egzersiz yapınız.
  • Sıkıcı hareketlerden sakınınız. Herhangi bir eşyaya dayanma arzusundankendinizi kurtarın. Bu, dengesizliğinizi ve kendinize güven beslemediğinizi gösterir. Fiziki kontrol, zihni uyanıklığı doğurur.
  • Mütevazı olun. Kendisinde üstünlük gören bir hatibin kürsüde başarılıolmasınaimkan yoktur. Ne haddinden fazla mütevazı, ne de “Bana bakın da büyük bir konuşmacının nasıl olacağını görün.” edası ile konuşan biri hiç hoş karşılanmaz.

3.9.2. Ses Kullanımı

Dinleyiciler, konuşmacıyı derhal anlamazlarsa, bir daha anlayamazlar. Dinleyiciler anlayamadıkları kelimelerden veya konuşmacının sesinin tonundan ya da ses kalitesinden ötürü, konuşmacı hakkında yanlış fikir edinirlerse bu durum en baştan sunum başarısını kötü etkiler.

Etkili bir konuşmacı olmak için;

  • Duyulmalısını
  • Anlaşılmalısınız
  • Sesiniz çeşnili olmalı

Ses, konuşmacı ve dinleyiciler arasındaki temel bağdır. Dinleyicilerin sunumu kolaylıkla işitmeleri gerekir, duyabilmek için kendilerini sıkıntıya sokmaksızın ya da ses yüksekliğinden rahatsız olmadan işitebilmelidirler.

Sesin hacmi, salonun büyüklüğüne veya dinleyicilerin sayısına bağlıdır. Her ikisi de küçükse, normal bir ses tonuyla konuşulmalı, odanın arka sıralarında oturanlar tarafından işitilmelidir. Müzik nasıl yükselir, coşar ve yumuşarsa, ses hacminiz de artmalı ve azalmalı. Bazı kelimeleri vurgulamak için yüksek sesle ve bazılarını da çeşitlilik vermek için yumuşak sesle söyleyin. Konuşma süresince aynı normal sesle konuşulursa can sıkıcı ve monoton olur. Öte yandan söylediklerinize inanarak samimice konuşursanız, ses hacminizin kendiliğinden değiştiğini göreceksiniz.

Mikrofonda konuşma tekniği

Eğer küçük bir dinleyici grubu önünde veya küçük bir salonda konuşuyorsanız, mikrofona ihtiyaç hissetmeyebilirsiniz; fakat büyük bir salonda, büyük bir dinleyici grubu önünde mikrofon gereklidir.

Mikrofon, sizin daha iyi ve daha rahat konuşmanızı sağlar. Mikrofonda konuşurken rahatlayacak, sesinizi çekip gerginleştirmek ihtiyacını duymayacaksınız. Büyük bir grup önünde gerekli ses değişimlerini, ancak mikrofonda yapabilirsiniz. Ses hacminizi alçaltmak ve bunu yaparken kelimeleri biraz daha ağır telaffuz etmekle, ses tonunuzu tesirli bir şekilde gölgeleyebilirsiniz. Böylece, konuşmanızın önemli noktalarını daha tesirli belirtmeniz mümkün olur.

Dinleyicilere, “Beni duyuyor musunuz?” diye sormayın. Eğer onlar söylediklerinize işitmezlerse, bazı dinleyicilerdeki gerginliği göreceksiniz. Şayet onların sizi işitmediklerini sanıyorsanız, en emin yol, ses kuvvetinizi biraz artırmaktır. Bunula beraber, mikrofonda sesinizin salonda yankılanıp yankılanmadığına da dikkat ediniz. Ses, aşırı yüksek olduğunda da rahatsızlık verir.

Konuşurken mikrofona dokunmayınız. Bu, sizin sadece amatör biri olduğunuzu göstermekle kalmaz, kötü sesler çıkmasına neden olabilir ya da mikrofon bozulabilir. Ayrıca mikrofonun yanında kâğıtları karıştırmayın. Kürsüden konuşun biri pek anlamasa da mikrofon yanında karıştırılan kâğıtların büyütülmüş sesi dinleyicleri rahatsız eder.

Sosyal Medyada Bizi Takip Edin

Zircon - This is a contributing Drupal Theme
Design by WeebPal.