Sınıf:
Sürdürebilir Kalkınma
Paskalya Adası kyısına dizilmiş taş heykelleri ile ünlü bir ada. Ancak adanın geçmişini incelediğimizde çok farklı bilgilerle karşılaşabiliriz. Bundan Binlerce yıl önce adanın Gür ormanlarla kaplı olduğu ve farklı canlı türlerini barındırdığı söylenir. Bu zamanlarda Paskalya Adası'na yerleşen yerliler ağaçları keserek evler, balık avlamak için sandallar ve en büyük tutkuları olan heykellerini taşımak için yollar yapmışlar. Adadaki kaynakları düşünmeden tüketen ve yerine yenilerini koymayan yerliler ağaçların tamamen tükenmesine neden olmuş. Ardından bütün bitki örtüsü yok olmuş. Bütün canlılar ve açlığa, hastalıklara daha fazla dayanamayan bütün insanlar zamanla yok olup gitmiş.
Paskalya Adası’nda yaşananlar aslında tüm dünyanın zamanla yüzleşebileceği bir durumu anlatıyor. Günümüzde nüfusun hızla artmasıyla Doğal kaynakları daha hızlı tüketiyor ve daha fazla atık oluşturarak doğal çevreye zarar veriyoruz. Oluşturduğumuz atıkları uygun bir şekilde ortadan kaldıramayıp doğal kaynakları düşüncesizce tüketmeye devam edersek bu kaynakların devamlılığını yani sürdürülebilirliği engellemiş olacağız.
Doğal kaynaklardan ve doğal çevreden bizden sonraki kuşaklarında yararlanmasını sağlayacak şekilde bilinçli davranır sürdürülebilir yaşamı benimseyip kaynakları tasarruflu kullanırsak sürdürülebilir kalkınmaya sağlayabiliriz. Sürdürülebilir kalkınma, tüm dünyada benimsenen evrensel bir amaçtır. Bu amacı ulaşılabilmesi için belirlenen 17 hedefle tüm dünyada sosyal ekonomik ve çevresel sürdürülebilirliğin sağlanması amaçlanmıştır. Temiz, sürdürülebilir enerji kaynakları kullanma, ekonomide büyüme ve insanlar arasında sosyal ve ekonomik eşitliği sağlama bu hedeflerden bazılarıdır.
Sürdürülebilir Kalkınmanın 17 hedefi için detaylı bilgiye: http://www.tr.undp.org/content/turkey/tr/home/sustainable-development-goals.html adresinden ulaşabilirsiniz.
Ekonomik kalkınma; ekonomik büyüme ve gelişmenin yanı sıra toplumun sosyal, siyasal, kültürel ve kurumsal anlamda da ilerlemesini ve dönüşümünü ihtiva eden, niteliksel ve niceliksel tüm olumlu gelişmelerin bir arada olduğu bir süreci ifade eder. Ekonomik kalkınmanın sağlanması ve sürdürülebilir duruma getirilmesiyle birlikte, bireysel ve toplumsal anlamda daha yüksek bir refah düzeyine erişmek mümkün olabilir. Bu bağlamda sürdürülebilir kalkınma, gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılayabilme imkânlarına zarar vermeden, günümüz nesillerinin ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri bir kalkınma modeli olarak 20. yüzyılın sonlarından itibaren dünya gündeminde yerini almıştır. Bu gündem çerçevesinde birçok ülkede çevre ile sosyo-ekonomik gelişme arasındaki ilişkilerin doğru bir şekilde kurgulandığı ekonomik kalkınma stratejileri geliştirilmiştir. Bu stratejilerin temel felsefesi, ekonomik kalkınmanın ortaya çıkaracağı fırsatlardan bugünkü ve gelecekteki nesillerin hakkaniyetli bir şekilde yararlanmalarını sağlamaktır.
Bu çerçevede sürdürülebilir kalkınma sürecinin önemli çıktıları olarak görülen; eğitim ve sağlık hizmetlerine erişimin yaygınlaştırılması ve iyileştirilmesi, yoksulluğun azaltılması, yenilenebilir enerji kaynaklarının üretim ve kullanımının artırılması, sürdürülebilir şehir ve yaşam alanları oluşturulması, sorumlu tüketim ve üretim bilincinin oluşturulması, küresel iklim değişikliklerinin ortaya çıkardığı çevresel ve ekonomik sorunlar konusunda farkındalık oluşturulması konularını içerir.
ATIK YÖNETİMİ
Ülkemizde bir yılda yaklaşık 30.000.000 ton evsel atık üretiliyor. Bu atıkların yaklaşık 3 buçuk milyon tonu geri dönüştürülebilir atıklar. Ancak bu atıklardan en fazla 1.000.000 tonu geri dönüştürülebiliyor. Oluşan maddi kaybı ve çevreye verilen zararları önlemek için ne yapabiliriz?
- Atığını azalt,
- Tekrar kullan,
- Geri dönüştür.
Bu 3 kuralı sırasıyla uygulamak işe yarayabilir. Oluşturduğumuz atık, satın aldığımız ürüne bağlıdır. Çünkü her satın aldığımız ürün tüketimden sonra atık ortaya çıkmasına sebep olur. Az malzeme kullanılarak paketlenmiş ürünleri tercih ederek ve ihtiyacımız kadar satın alarak oluşturduğumuz atıkları azaltabiliriz.
- Karton kutuda içecekler yerine tekrar kullanabileceğimiz cam şişelerde içecekler
- Tek kullanımlık piller yerine şarj edilebilir piller
- Plastik poşetler yerine uzun süre kullanılabilir bez çantalar
kullanmak işe yarayabilir. Aldığımız bir ürünü kullanıp hemen çöpe atmak yerine kabını ya da kendisini Tekrar kullanmak daha az atık oluşturmanızı sağlar. İlk iki kuraldan sonra geriye uygulamamız gereken tek bir kural kalıyor geri dönüştürmek.
Bunun için öncelikle geri dönüştürülebilir ürünleri tercih etmemiz gerekir. Ardından kağıt, cam, plastik, metal ve kimyasal içerikli atıkları sınıflandırıp atarak yepyeni eşyaları dönüştürülmesini sağlayabiliriz. Ayrıca geri dönüşümün ülke ekonomisine de büyük katkısı vardır. Bu işlem için belirli bir maddi kaynak gerekse de oluşturulan yeni ürünlerin satılmasıyla harcanan paradan çok daha fazlası geri kazanılır. Ayrıca birincil kaynaktan üretimde kullanılan enerji ve hammadde geri dönüşümle üretimde kullanılandan daha çok daha fazla.
Geri dönüşüm kutularına bir yenisi daha eklendi. Organik atıklar da artık toplanarak değerlendirilirebiliyor. Kasalarda toprakla karıştırılan organik atıklar belirli bir süre bekletildikten sonra toprağın verimliliğini artırmak için gübre olarak kullanılabilir. Böylece taptaze sebze ve meyveler yetiştirebilirsiniz. Bunun yanı sıra organik atıklardan üretilen Biyogaz ısı ve elektrik enerjisine dönüştürülerek sürdürülebilir enerji kaynağı olarak kullanılabiliyor.
KONUYLA İLGİLİ SORULARA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ |
Kaynaklar:
1) EBA
2) TÜBİTAK 4006-Bilim Fuarları Kılavuzu 2019
3) http://www.tr.undp.org/content/turkey/tr/home/sustainable-development-go...