Bölüm 2: Oyun Dağarcığı Geliştirmede Kaynaklardan Yararlanma Ders Notu - Konu Özeti

-A A +A
Çocuk ve Oyun - Oyun Dağarcığı Geliştirme - Kaynaklardan Yararlanma

Oyun Dağarcığı Geliştirmede Yararlanacak Kaynaklar

Oyun da tüm toplumlarda aynı gereksinimler neticesinde doğar. Bu nedenle oyun evrenseldir. Oyunun evrensel rolü, kültürden kültüre veya toplumdan topluma farklılık gösterir. Kırsal kesimlerde yaşayan bir ailede çocuklar büyüklerinden gördüğü yaşam telaşını oyunlarına yansıtırlar, bazen kendilerine bahçe yapar bazen çamurdan ekmek pişirirken, kent yaşamında ise çocuk evcilik oyunu için fırından ekmek alacağı bir oyun tasarlar. Toplumda yaşanan olaylar, insanların inançları ve beklentileri çocuk oyunlarına istemli ya da istemsizce yansır.

Özdemir (2015) tarafından Balkan savaşları sonrası dönemde yayımlanan "Çocuk Duygusu" dergisinin elli dört sayısı incelenerek savaşın çocuk oyunlarına yansıması ele alınmıştır. Derlenen on sekiz çocuk oyununun isimleri bile savaş olgusunu yansıtmaktadır. Oyunlar; Bulgar Kaçtı, Düşman Askerleri, İntikam Oyunu vb [36].

Az gelişmiş toplumların oyunları incelendiğinde daha mistik ve özünde dine özgü kutsallık kavramının etkisi görülmektedir. Dünyanın pek çok yerinde maskeli festivallere ölümle ilgili anlatılan ilginç hikâyelere; cadılar, hayaletler, devler, periler gibi hayalî varlıklarla ilgili anlatılan masallara rastlanmaktadır. Buna karşı ekonomik olarak gelişmiş toplumlarda teknoloji temelli oyun ve oyuncaklar ön plandadır. Özellikle oyun ve oyuncak müzeleri gezildiğinde bu fark kolaylıkla görülebilir.

Oyun ve oyuncak konusu sosyokültürel yapının etkisi ile şekillenmektedir. Yaşanılan yüzyılın getirdikleri, coğrafi koşullar, cinsiyet, ekonomi, geleneksel adetler vb. çocukların oyuna bakış açılarını bile değiştirmektedir. Bu değişim çok yönlü bir oyun kültürü oluştururken; oyunun dünyanın her yerinde benzer amaçlarla, benzer oyun materyalleri ile başlaması tesadüf kelimesi ile açıklanamaz. Örneğin; bilinen en eski oyun olan “beş taş” farklı coğrafyalarda, birbirinden habersiz birçok milletin temel oyun ögesi olmuştur. Tesadüfi bir şekilde dünyanın farklı yörelerinde aynı oyun oynanması olasılıklara vurulduğunda imkânsızdır. Bu durum oyunun içten gelen bir dürtü olduğunu ve evrensel bir oyun dilinin varlığını kabul etmemize işaret ediyor. Her insan nasıl özel ise her insanın oyuna kattığı anlam da o kadar farklı ve özeldir. Temelde aynı dürtü ile başlayan oyun, insanın içselleştirmesi ile farklılaşarak geçmişten günümüze gelen oyun kültürünü oluşturmuştur.

Yöresel Oyunları Araştırmak

Oyun dağarcığı geliştirmede ilk olarak içinde bulunduğumuz çevrenin sahip olduğu oyunları öğrenmeliyiz. Kendi kültürümüzü oluşturan ve çocukluğumuzda aşina olduğumuz oyunları araştırırken; gözlem yoluyla kaydetme veya görüşme yoluyla bilgi toplama en ulaşılabilir yöntemlerdir [37]. Etkili bir araştırma öncesi hazırlık aşamasında oyun/oyuncakla ilgili kütüphane ve müze ziyaretleri yapılarak birinci elden bilgi toplanabilir. Günümüzde bilgiye ulaşmanın en kolay yolu olarak bilinen internet tabanlı bilgi kaynaklarına başvurulabilir. Ayrıca basılı kaynaklar ve kitle iletişim araçları da bilgi edinmek için güvenilir yollardandır.

Oyun konusu pek çok bilim alanının ilgisini çekmekle beraber, ülkemizde yöresel oyunların araştırılması, derlenmesi 1930’lu yıllarda Halkbilimi [folklor] tarafından ele alınmıştır.

Yusuf Ziya Demircioğlu, Anadolu’da Eski Çocuk Oyunları kitabını 1934 yılında yayımlamıştır. Muğla’nın Ula ilçesine ait oyunların derlendiği kitap çocuk oyunları sahasında bilinen ilk kitaptır.

1941 yılında yayımlanan Ahmet Caferoğlu’nun “Anaokulu Dialektolojisi Üzerine Malzeme II; Konya, Isparta, Burdur, Kayseri, Çorum, Niğde illerine ait oyun, tekerleme, terimleri gibi halkbilimine ait yazılar yer almaktadır [38]. Ağız derlemeleri açısından en zengin malzemeye sahip eserdir.

Türkiye’de ilk kez “oyun” kavramının mitos-ritüel ve inançlar açısından ele alındığı 1974 yılında Metin And tarafından yazılan Oyun ve Bügü kitabı bu sahada yazılmış önemli bir derlemedir [39]. Oyun derlemesinde oyunları rastgele gruplamıştır. Oyunları, eyleme, amaca, kullanılan araca göre tasniflemiştir. Örneğin; aşık oyunları, yüzük oyunları, top oyunları, değnek oyunları, gülle oyunları vb. şeklinde oyunları bir araya getirmiştir.

Mevlüt Özhan’ın otuz üç ile ait çocuk oyunlarını içeren ve 1990 yılında Kültür Bakanlığı tarafından yayımlanan Çocuk Oyunlarımız adlı kitabı çocuk oyunları derleme sahasında yapılmış kapsamlı çalışmalardan biri olarak kabul edilir. [39]. Eserin başlangıç bölümünde; oyunlar oynanış özelliklerine gruplandırılmış ve oyunların özellikleri, fonksiyonları, örnekleri hakkında, alt başlıklar hâlinde toplu bir değerlendirme yer almaktadır. Yine bu bölüm içerisinde; ebe, eş ve oyuna başlamak için uygulanan kurallar ayrı ayrı ele alınarak incelenmiştir [40].

Türkiye’de ilk oyuncak müzesi 1990 yılında Ankara’da Prof. Dr. Bekir Onur’un çalışmalarıyla kurulmuştur. Müze ilk kurulduğu yıllarda Prof. Dr. Bekir Onur tarafından 1994 yılında kurulan Çocuk Kültürü Araştırma ve Uygulama Merkezi [ÇOKAUM] ile iş birliği içinde çalışmalar gerçekleştirmiştir. Merkez çalışmalarında çocukluğun tarihi, oyun kültürü, müze eğitimi gibi birbiri ile bağlantılı konularla çocuk kültürü oluşturma kavramını ele almıştır [41]. Prof. Dr.Bekir Onur’un “Oyuncaklı Dünya” ve “Türkiye’de Çocukluğun Tarihi” isimli eserleri başta olmak üzere ÇOKAUM bünyesinde yapılan pek çok çalışması vardır ve bunlar hâlen devam etmektedir.

Gazi Üniversitesi Türk Halk Bilimi Araştırma Merkezi tarafından yayımlanan “Türkiye’de 2004 Yılında Yaşayan Geleneksel Çocuk Oyunları” kitabında öğrencilerin farklı yörelerden kişilerle görüşmesiyle elde edilen oyunlar derlenmiştir. Oyunlarda kullanılan oyuncaklar:

  • Fabrika ürünü oyuncaklar (balon, plastik top, misket, boncuk, cam, düğme, demir çubuk, şişe, çivi, plastik top, plastik boru, sunta…)
  • El emeği oyuncaklar (bez bebek, ip, salıncak, sapan, ok, yay, topaç, tahta, el yapımı top…)
  • Doğal madde oyuncaklar (aşık, yumurta, taş, kaya, toprak, sopa, değnek…) olarak gruplandırılır.

Son olarak, Doç. Dr. Nebi Özdemir’in de “Türk Çocuk Oyunları” isimli iki ciltlik doktora tez çalışması da 2006 yılında yayımlanmıştır [42]. Nebi Özdemir’in Türk Çocuk Oyunları kitabını çocuk oyunları sahasında yazılmış diğer eserlerden ayıran en önemli özellik, kitabında çocuk oyunlarının tasnifini yapmak yerine kataloğunu yapmayı tercih etmiş olmasıdır [39].

Derlenen oyunlar incelendiğinde oyunlara ulaşmak için farklı yöntemler kullanıldığı görülmektedir:

  • Görüşme yoluyla oyun kaynağına ulaşma
  • Gözlem yoluyla oyun kaynağına ulaşma
  • Basılı iletişim araçları ile oyun kaynağına ulaşma
  • Kitle iletişim araçları ile oyun kaynağına ulaşma

Görüşme Yoluyla Oyun Kaynağına Ulaşma

Derleme; halkbilimci ya da bu işe amatör olarak ilgi duyan kişilerin, belli bir yerde halk bilgisi ürünlerini yaratan, yeniden yaratan, aktaran ve icra eden kişilerden oluşan herhangi bir topluluğa giderek orada sözlü, yazılı ve görsel olarak tespitler yapması, somut ve somut olmayan ürünler hakkında bilgi toplayarak kaydetmesidir [43].

Derleme çalışmalarında alan araştırma yöntemlerinden görüşme [mülakat] yöntemini kullanabilir. Mülakat yönteminde aşağıdaki ilkelere dikkat edilmelidir:

  • Görüşme yapılan kaynak kişinin yaşı, öğrenim durumu, memleketi, mesleği, verdiği bilgileri nasıl ve kimden öğrendiği, görüşme tarihi, yeri ve görüşmeyi yapan kişi mutlaka kaydedilmelidir.
  • Derleme yapılan yerde mümkünse uzunca bir süre kalınmalı, kısa ve resmî görüşmelerden kaçınılmalıdır. Kaynak kişilerin günlük işlerinden ve mesaiden alıkonularak görüşme yapılmamalıdır.
  • Aynı konuda bir kişiyle görüşmekle yetinilmemeli, kaynak kişi sayısı mümkün olduğu kadar arttırılmalıdır
  • Görüşme sırasında alınan cevaplar ya doğrudan yazılarak veya telefon, ses kayıt cihazlarıyla kayda alınarak sonra yazıya geçirilmelidir. Cihaz kullanmadan önce kaynak kişiden izin alınmalı, cihazın kaynak kişide yaratacağı çekingenlik giderilmelidir. Kaynak kişinin bilgisine müracaat edilen bir konumda olduğu hiçbir zaman unutulmamalı ve kendisine gereken saygı gösterilmelidir.
  • Oyun temalı görüşme sırasında kaynak kişi ile karşılıklı soru cevap tekniği ile görüşme yapılarak kayıt altına alınabilir. Sorulacak sorular önceden hazırlanmalı, yapılandırılmış veya yarı yapılandırılmış olmalıdır. Başka bir teknik ise oyun anket formunun amacı kaynak kişiye açıklandıktan sonra doldurması istenir [44].

Tablo 1: Çocuk oyunları yetişkin görüşme anket [45]

Yöntem: Görüşme

Kaynak: Yetişkin

Tarih:

Çocukken ne tür oyunlar oynardınız?

[Daha sonra her oyun için aşağıdaki bilgiler sorulur?]

 

Bu oyunlar günümüzde oynanıyor mu?

 

OYUN-1

[Her oyun için aşağıdaki bilgiler alınır]

Oyuncu sayısı:

 

Oyun adı:

 

Oynandığı şehir:

 

Oynandığı yıl:

 

Oyuncuların yaşları/ Cinsiyet:

 

Oyunda kullanılan araç-gereçler:

 

Oyunun oynandığı zaman:

 

Oyunun oynandığı yer:

 

Bu oyunu kimden/nasıl öğrendiniz?

 

Oyunda verilen ödül ve cezalar:

 

Oyun nasıl oynanır?[Maddeler hâlinde açıklanır.]

Örnek:

1. Oyuncular iki gruba ayrılarak el ele tutuşurlar.

2. Her iki gruptan bir ebe seçilir. Vb.

Oyunu açıklayan çizim /resim [Oyun Şematik olarak çizilir veya resmi çekilir.]

Türkiye’de 2004 Yılında Yaşayan Geleneksel Çocuk Oyunları” kitabında görüşme yoluyla derlenen birçok oyun yer almaktadır [42]. Görüşmelerde derlenen oyunlar yaşanılan konumlara göre farklılık göstermektedir. Farklı yörelerde oynanan “Aşık Oyunu” ismi aynı olmasına rağmen görüşmelerde değişik kurallar ile karşımıza çıkmaktadır. 20.12.2004 tarihinde Selin Kolçak tarafından görüşme yoluyla derlenen Erzurum yöresine ait “Aşık Oyunu” düz bir zeminde oynanır. Oyun için gerekli malzeme, aşık kemiğidir. Aşık kemiği; koyun, keçi gibi küçükbaş hayvanların diz kapağındaki aşık adı verilen kemiğin çıkarılarak haşlanarak elde edilir. “Eneke” adı verilen aşık kemiği ise haşlanan bu birkaç aşık kemiğinden iri olan bir tanesinin üst tarafı delinip içine kurşun dökülüp, ağır olsun diye bakır telle sarılanına denir. Genellikle erkekler tarafından oynandığı belirtilen “Aşık Oyununda” En az 2, en fazla 6 kişi yer alır. Aşıklar 1,5-2 metrelik bir mesafeye konur, oyunda amaç, aşıkların herhangi birini devirmektir. Oyuna “Birinciyim” diye başlama hakkına sahiptir. Devirdiği her aşığı alma hakkına sahip olan oyuncu, deviremediği takdirde sırayı diğer oyuncuya kaptırır. Oyun bu şekilde devam eder, aşıkların hepsini ilk kim toplarsa oyunu kazanır. Kaybeden oyuncunun cezası rakiplerine kaptırdığı aşık kemikleridir. Sahip olduğu tüm aşıkları kaybeden oyuncu oyun devam etmek için enekesine karşılık da oynayabilir.

Aynı yıl Gaziantep ilinde Ayşe Çalışkan tarafından görüşme yoluyla derlenen “Aşık Oyunu” da benzer özellikler taşımaktadır. Koyun, keçi gibi hayvanların diz kapağındaki aşık kemiğinin çıkarılıp haşlanması ile oyun aracı hazırlanır. En az 2 kişi ile oynan oyunda oyuna başlamadan önce iç içe iki daire çizilir ve oyuncular aşıklarını içteki daireye dikerler. Ardından oyuna kimin başlayacağına karar vermek için yazı tura atılır. Oyuna başlama hakkı kazanan oyuncunun atış yaptığı yer, daireye belli bir mesafe uzaklığındaki çizgidir. Oyuncu yaptığı atışla dairenin içindeki aşıklardan en az birini daire dışına çıkarmalıdır. Aşıkları vursa dahi, dairenin dışına çıkmadığı taktirde oyun sırası diğer oyuncuya geçer. Rakip oyuncu da bu avantajdan yararlanıp oyuna istediği yerden başlar. Rakip oyuncu vurduğu aşıkları dairenin dışına çıkarabilirse oyunu kazanmış olur. Kazanan oyuncu rakibinin aşıklarını alma hakkına sahiptir.

Gözlem Yoluyla Oyun Kaynağına Ulaşma

Bir olayın, durumun, nesnenin özellikleri, değişimleri hakkında ayrıntılı olarak bilgi toplamak amacıyla yapılan incelemedir. Gözlem yapmak için belli bir zaman aralığı gerekir, bir anlık değişime bakılarak konu hakkında genelleme yapmak doğru olmaz. Bu nedenle seçilen konuya göre zaman aralığının iyi belirlenmesi gerekir. Örneğin, okul öncesi eğitimde çocukların oyunları inceleniyorsa, tek bir oyun aktivitesi bu durumu açıklamaya yeterli olmaz. Çok farklı alanlarda gözlem yapmak mümkündür; kişiler üzerinde, toplum üzerinde, nesneler üzerinde, bitkiler üzerinde ve hayvanlar üzerinde gözlem metodu kullanılabilir [46]. Amacımız oyunlar hakkında bilgi almak ise ilk yöneleceğimiz grup elbette çocuklar olacaktır. Bir çocuğa oyunlar hakkında soru sormak, anket uygulamak imkânsızdır. Özellikle okul öncesi dönemde bir çocuk için oyunun ne olduğu, nasıl oynandığı sorgulandığında cevap bulmak oldukça zordur. Ancak en doğal aktiviteleri olan oyun gözlemlenerek istenilen sonuca ulaşmak kolaydır. Sadece doğru, tarafsız bir gözlem yapmaya ihtiyaç vardır.

Gözlemci, çocuk oyunlarının gözlemini yaparken oyunun şartlarını nasıl tanımlayabileceğine, oyunun yapısına ve kurallarına dikkat etmelidir. Ayrıca oyunun yetişkin yaşamı ile ilişkisi ve paralellikleri çocuğun oyundan kazandığı bilgileri incelemek ve farklı yaş gruplarındaki çocukların oyunlarını karşılaştırmak gerekir. Kaydedilen yöresel çocuk oyunlarının araştırılmasında araştırmacı gözlem kayıtlarını standart bir gözlem kayıt formuna işlemelidir. Bunun için araştırmacı ya önce düzyazı şeklinde gözlem kaydı alıp bunu sonra gözlem kayıt formuna geçirir ya da gözlem yaparken doğrudan "gözlem kayıt formuna" bilgileri işaretler veya not eder. Formda yer almayan bilgileri ayrıca kaydeder. Bunun için geliştirilecek "Çocuk Oyunları Gözlem Kayıt Formu" çok iyi planlanarak hazırlanmalıdır [37].

Tablo 2: Oyun gözlem kayıt formu örneği [45]

OYUN KAYIT KARTI

 

Kart no:

 

Oyun Türü:

 

Etnik Grup:

 

1. Oyunun adı :

a] gerçek adı

b] çevirisi

 

2. Oyunun Tanıtımı [Temel özellikleri, hareketlerin tanımı]:

 

3. Oyunda Kullanılan Araç, Gereçler:

 

4. Oyuncuların Özellikleri:

 

Cinsiyetleri:

 

Yaş Grupları:

 

Oyuncu Sayısı:

 

5. Oyunun Yapısı[Kuralları ve nasıl geliştiği]:

 

6. Oyunda Verilen Ödül ve Cezalar:

 

7. Oyunun Kaynağı[Geleneksel, başka kültürden alınma, kaynağı belli değil…]:

 

8.Oyun Zamanımızda Hâlen oynanıyor mu[Yaklaşık başlangıç tarihi]:

 

9. Oyunun Oynandığı Süre ve Zaman:

 

10. Oyunun Oynandığı Yer:

 

11. Oyunun Kazandırdığı Gelişimsel Özellikler:

 

12. Oyunla İlgili Diğer Açıklamalar:

 

13. Oyunu Açıklayan Çizim

 

Oyun gözlem yoluyla saklambaç oyunun gözlem kayıt formuna kaydedilmesi[32]:
Oyun türü: Hareketli oyun
Oyunun adı: Saklambaç
Oyunun mekânı: Ev ya da açık alan
Oyunda kullanılan araç gereçler: Yok
Oyuncuların cinsiyeti: Kız, erkek
Oyunun tarifi: Oyuncular aralarından ebeyi seçtikten, ebenin duracağı ağaç veya duvar gibi yer belirlenir. Ebe duvara yaslanarak gözlerini kapatır, oyuncuların kendi arasında belirledikleri sayıya kadar sayarlar. Bu süre içerisinde diğer oyuncular duvar ya da ağacın etrafından uzaklaşarak saklanırlar. Ebe saymayı bitirince gözlerini açarak saklanan arkadaşlarını aramaya başlar. Gördüğü oyuncunun ismini söyler ve koşarak duvara ya da ağaca gelip elini dokunur. İsmi söylenen oyuncu ebeden önce gelip duvara veya ağaca elini dokundurursa sobelenmekten kurtulur. Ebe tekrar diğer oyuncuları aramaya başlar. Her gördüğü oyuncunun ismini söyleyip koşar ve duvara gelerek sobeler. Bütün oyuncular bulunduktan sonra sobelenen oyuncu ebe olur. Eğer sobelenen oyuncu sayısı birden çoksa aralarında ebenin duymayacağı şekilde meyve veya çiçek adı tutarlar (elma, armut, ayva/ gül, papatya, sonra ebeye hangi meyveyi/çiçeği) beğendiğini sorarlar. Ebe elma derse elmayı seçen oyuncu ebe olur ve oyun yeniden başlar. Oyunda gözünü kapatan ebe diğer oyuncuların saklanmasına zaman tanımak için yüksek sesle belirlenen sayıya kadar teker teker sayar. Sayı bittikten sonra arkasına, yanına saklanmayı önlemek için “Önüm, arkam, sağım, solum saklanmayan ebe sobe” der ve gözlerini açar. Saklambaç oyununun çeşitlemelerinde oyuncu kendi kendinin gözünü kapattığı gibi başka bir oyuncu tarafından da kapatılır. Gözünün kapatılmasındaki amaç oyuncunun görmesini ve hile yapmasını engellemektir. Gözü kapatılan ebenin arkasına yavaş yavaş vurularak şu tekerleme söylenir: Mağara mağara Gözün açarsan Pamuk gibi ağara Tuz gibi kabara. Bu tekerlemeyle tekrar oyun başlar ve devam eder.
Oyunun kazandırdığı gelişimsel özellik: Saklambaç oyununda çocukların gözlerinin kapatılmasının amacı çocuğun hile yapmasını engellemek ve dürüst davranmasını sağlamaktır. Ebe oyuncular saklanırken onları gözetlerse hile yapmış olur ki bu durum oyunun kuralına ters düşer ve etik olmaz. Çocuk bu oyunu oynarken dürüst olmalı, gerçekten diğerlerini görmeden oynamalıdır. Çünkü oyunun özelliği ebenin hiçbir şey görmeden arkadaşlarını yakalamaya çalışmasıdır. Gördüğü zaman oyunun hiçbir anlamı olmaz. Bunun için çocuk oyunda dürüst olmalıdır. Ebe olan çocuk, belirlenen kurallara uyarak arkadaşlarına ve çevresine dürüst davranmayı öğrenir. Toplumda hile yapmak, dürüst olmamak hoş karşılanmaz. Toplumda hile yapan kişi toplumdan dışlanır ya da ceza alır. Çocuk toplumdaki bu değerleri oyun aracılığıyla alır. Bu oyunda da çocuk oyunda kalmak ya da dışlanmamak için dürüst olmaya ve yalan söylememeye çalışır. Bu sayede çocukta, dürüstlük ve doğruluk alışkanlığı kazandırılırken, yalanın ve sahtekârlığın kötü olduğu düşüncesi gelişir. Artık hile yapmayacağını, yaptığı takdirde toplumdan dışlanacağını ve ceza alacağını öğrenir. Çocuk artık, dürüstlük ve doğruluk değerlerini benimser [32].

Basılı Kaynaklar Yoluyla Oyun Kaynağına Ulaşma

Kitaplar, süreli yayınlar, ansiklopediler, gazeteler, mahallî gazete ve dergiler gibi basılı yayın araçlarından çocuk oyunları dağarcığı oluşturmak pek çok araştırmacının diğer yöntemlerle birlikte kullandığı yollardır. Oyunlar ilgili kaynaktan olduğu gibi alınarak bir derleme yapılabilir ya da içeriğe bağlı kalarak yeniden yazılabilir. Hatta oyunlar çizimle desteklenebilir. Her iki şekilde de önemli olan oyunun esasına bağlı kalınması, içeriğin orijinalliğinin bozulmaması ve aynı zamanda anlaşılabilir, sade ve doğru bir Türkçe ile kısa ve öz olarak ele alınmasıdır [47].

Kitle İletişim Araçları Yoluyla Oyun Kaynağına Ulaşma

Geniş insan topluluklarına kısa yoldan bilgi aktaran radyo, televizyon, bilgisayar, internet, sinema vb. araçlara kitle iletişim aracı denir. Televizyon, internet hayatımızın tüm alanlarında söz sahibi olduğu gibi çocuk hatta bebeklerin de ilgisini çeken içeriklere sahiptir. Çocuk programı kuşaklarında değişik animasyonlar, yarışmalı oyunlar, oyun dağarcığı hazırlamada kaynak teşkil etmektedir. Ayrıca bilgiye ulaşmanın en kolay yolu olan internet, yöresel oyun araştırmalarında en hızlı yöntemdir. Hatta farklı kültürlerdeki oyunları üç boyutlu bir şekilde gözlemleyerek öğrenmemiz sağlar.

Çocuk oyunları ile ilgili radyo ve televizyonda yayınlanan programlar araştırıldığında ise, sayılarının çok fazla olmadığı görülür. Yine de bu programlardan yararlanılabilir. Ayrıca kitle iletişim araçlarıyla kamuoyuna konuyla ilgili duyuru yapılarak, ilgili bilgilerin bir kaynakta toplanması sağlanabilir. Daha sonra bunların analizi yapılabilir. Yine kitle iletişim araçlarından yararlanarak değişik ülkelerin ve kültürlerin oyunlarını tanımak mümkün olmaktadır [44].

İnternet üzerinde yöresel oyunların tanımını yapan birçok site bulunmaktadır. Özellikle il, ilçe belediyelerinin web sayfalarında bölgelerini tanıtmak adına halk oyunları, yemek kültürleriyle birlikte geçmişten günümüze oynanan oyunları da ele almaktadır.

Güncel oyun derleme yollarından biri de sosyal medyadır. Sosyal medya üzerinden eğitimciler, ebeveynler çocukları ile oynadıkları oyunları görsel ve yazılı şekilde takipçilerine sunmakta, oyunların oynanışı, kullanılacak araç gereçler, kaç oyuncu gerektiği gibi bilgileri açıklamaktadırlar.

Tek bir yöntem ile oyun derlemesi yapmaktansa; eğer imkân varsa birkaç yöntemi birlikte kullanmak daha doğru, nesnel sonuçlara ulaştıracaktır. Örneğin önceden internet üzerinden araştırılan bir oyun, gözlem yoluyla bilgi toplanıp görüşme tekniği ile desteklenirse elde edilen bilgilerin güvenirliği artar.

 


Faydalanılan Kaynaklar:
[36] Özdemir, M. (2015). Balkan Savaşlarının Çocuk Oyunlarına Yansıması "Çocuk Duygusu" Dergisi Örneği. Uluslarası Türk Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi, 634-657.
[37] Öztürk, A. (2001). Okul Öncesi Eğitimde Oyun. İstanbul: Esin Yayınevi.
[38] Amanoğlu, E., & Musayeva, A. (2016). Prof. Dr. Ahmet Caferoğlu,Türk Dialektolojisi ve Yozgat İli Ağızları. 1. Uluslararası Bozok Sempozyumu (s. 190-199). Yozgat: Bozok Üniversitesi.
[39] Begiç, H. N. (2017). Nebi ÖZDEMİR, Türk Çocuk Oyunları, Akçağ Yayınları, 2006. Türk Mecmuası, 359-364.
[40] Çınar, A. A. (54-55). Çocuk Oyunlarımız. Milli Folklor Uluslararası Kültür Araştırmaları Dergisi(9). http://millifolklor.com/PdfViewer.aspx?Sayi=9&Sayfa=59 adresinden alındı
[41] Karadeniz, C., & Atar, M. (2017). Türkiye'de Oyuncak Müzelerinin Durumu ve Sürdüülebilirliği. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 477-492.
[42] Oğuz, M. Ö., & Ersoy, P. (2007). Türkiye’de 2004 Yılında Yaşayan Geleneksel Çocuk Oyunları. Ankara: Gazi Üniversitesi THBMER Yayını.
[43] Dağlı, A. (2015). Halk Biliminde Saha Araştırması ve Kültürün Gelecek Nesillere Aktarılması Konusunda Problemler ve Bir Çözüm Önerisi. Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 35-47.
[44] Dönmez, N. B. (1992). Oyun Kitabı. İstanbul: Esin Yayınevi.
[45] MEB. (2009). Çocuk Gelişimi ve Eğitimi. Oyun Albümü.
[46] Padem, H., Konaklı, Z., & Göksu, A. (2012). SPSS Uygulamalı Araştırma Yöntemleri. International Burch University. doi:10.13140/2.1.3218.0805
[47] Çakmak, A., & Elibol, F. (2011). Çocuk ve Oyun. Ankara: Vize Yayıncılık.

Görmeniz Tavsiye Edilir
Bu içerikler konuyla bağlantılı/benzer içeriklerdir.

Ünite 2: Oyun Dağarcığı Geliştirme II Notları

Kategori: 

Çocuk ve Oyun - Oyun Dağarcığı Geliştirme

Yöresel oyunlar, çevremizde sıklıkla oynadığımız, atalarımızın izlerini taşıyan oyunlardır. Bulunduğumuz coğrafya, iklim, sosyokültürel ögelerin vb. etkisiyle şekillenmiş bu oyunları derlemelerden, yetişkinlerden, yazılı-görsel medyadan öğrenebiliriz.

Bölüm 1: Oyun ve Kültür Konusu Ders Notları - Konu Özeti

Kategori: 

Çocuk ve Oyun - Oyun Dağarcığı Geliştirme - Oyun ve Kültür

Oyun kültürle var olan, kültürü oluşturan ve kültürü taşıyan çok yönlü bir terimdir. Hatta Huizinga’ya göre oyun insanlığın meydana getirdiği kültürel ögelerinde öncesine dayanır.

Çocuk Gelişimi - Çocuk ve Oyun Dersi - Deneme Sınavı 1

Çocuk Gelişimi - Çocuk ve Oyun Dersi - Deneme Sınavı 1

Bu deneme sınavı aşağıdaki ünite ve konulardaki sorulardan oluşmaktadır:

Ünite 1: Oyun Dağarcığı Geliştirme I Notları

Kategori: 

Çocuk ve Oyun - Oyun Dağarcığı Geliştirme

Oyun kavramı insanoğlunun varoluş tarihi kadar eskidir. Oyun geçmişten günümüze çocuk kelimesinin çağrıştırdığı ilk hareket, ilk etkinliktir. Basit, ilkel hatta günlük dilde anlaşıldığı gibi boşa harcanan zaman olarak görülse de çocuklar söz konusu olduğunda oyun, sevgiden sonraki en önemli ruhsal besindir.

Bölüm 1: Oyun Nedir? Konusu Ders Notları - Konu Özeti

Kategori: 

Çocuk ve Oyun - Oyun Dağarcığı Geliştirme - Oyun Nedir?

Oyun Nedir?

Çocuk; masum, duyarlı, bağımlı, meraklı ve gelişimi devam eden bir insan yavrusudur. Çocukluk çağı ise, doğumla yetişkinlik arasında geçen, insanların yaşarken farkına varamadığı olağanüstü gelişim öbeklerini barındıran bir evredir. Çocuk bu sihirli dönemi oynayarak, keşfederek ve öğrenerek geçirirse mutlu olur; bu da gelecekte mutlu bireylerin oluşturacağı bir toplum demektir [1].

Bölüm 2: Oyuncak Nedir? Konusu Ders Notları - Konu Özeti

Kategori: 

Çocuk ve Oyun - Oyun Dağarcığı Geliştirme - Oyuncak Nedir?

Oyuncak Nedir?

İnsan sosyal bir varlık olma özelliği gereği oyunlarında bile bir arkadaşa ihtiyaç duyar ve bu arkadaş isteğini yaşamın ilk yıllarında oyuncaklar karşılar.

Bölüm 3: Tarih Sürecinde Oyun ve Oyuncak Konusu Ders Notları - Konu Özeti

Kategori: 

Çocuk ve Oyun - Oyun Dağarcığı Geliştirme - Tarih Sürecinde Oyun ve Oyuncak

Tarihsel olarak incelendiğinde; Antik Dönem’de Yunanistan şehirlerinde yaşayan çocukların müzik, dans ve şarkı ile zenginleşen oyunları oynama imkânlarının olduğu hatta şehirde yaşayan ailelerin çeşitli festivallerde kırsal kesim halkına sundukları oyunlarla çocuklarını nasıl iyi bir şekilde eğittikleri göstermek için bu festivalleri önemli fırsatlar olarak kullandıkları da görülmektedir.

Sosyal Medyada Bizi Takip Edin

Zircon - This is a contributing Drupal Theme
Design by WeebPal.